Mehmet Akif Dalcı 1 Mayıs 1989

YAŞASIN İŞÇİLERİN-EMEKÇİLERİN BİRLİK, DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜ!..

 

YAŞASIN 1 MAYIS!..

 

25 Nisan 2018

 

Emeğinden başka hiçbir şeye sahip olmayan emekçiler açısından özel bir gündür 1 Mayıs. Yaşamı yeniden üretenlerin, işçilerin, köylülerin, memurların, aydınların, sanatçıların, kadınların, gençlerin, tüm emekçilerin birlik, dayanışma, mücadele şiarlarıyla kendi varlıklarını, güçlerini ortaya koydukları bir gündür. Fabrikalardan, tarlalardan, işyerlerinden, mahallelerden, okullardan alanlara akıp “Yaşasın 1 Mayıs!” sloganını haykırmanın, emperyalizmin ve oligarşinin baskı ve sömürüsüne direnmenin günüdür 1 Mayıs.

 

Ekmeğimizi, aşımızı, umudumuzu, kısacası ellerimizle, emeğimizle yarattığımız yaşamı gasp etmek isteyenlere karşı mücadeleyi daha da yükseltmenin adıdır.

 

Oligarşi işçi sınıfının, emekçilerin gücünü en somut biçimiyle 1 Mayıs’larda görür. Bunun içindir ki her 1 Mayıs, egemen sınıfların kabusu olmuştur.

 

Devlet ve Düzen Tam Bir Çıkmazdadır

 

Ülkenin içine düştüğü ekonomik ve siyasal kriz oligarşi içi çelişkileri açığa çıkartarak, mevcut yapısal krizi daha da derinleştirmiş, yönetenleri yönetemez duruma düşürmüştür.

 

Devlet ve düzen tam bir çıkmazdadır. Bu çıkmazlık durumu, toplumsal çelişkileri, baskı ve sömürüyü daha da arttırmıştır. Özellikle 15 Temmuz dinci-gerici darbe girişiminden sonra uygulanan OHAL ve KHK’larla emekçi halkın her türden muhalefet ve mücadelesi bastırılmaya, yok edilmeye çalışılmaktadır.

 

Uygulanan tüm ekonomik politikaların faturası emekçi halka kesilerek artan enflasyon ve zamlar karşısında açlık, yoksulluk ve işsizlik diz boyu artmıştır.

 

Kamuya ait kurumların özelleştirilmesine hız kesmeden devam edilmiş ve var olan işsizlik daha da arttırılmıştır.

 

Taşeronlaşmanın ortadan kaldırılacağı yalanıyla işçiler aldatılmış ve işsiz bırakılmıştır.

 

OHAL ilanı ile işçilerin haklarını almak için yaptıkları tüm grevler kırılmış-yasaklanmıştır.

 

Emekçilerin kazanılmış tüm sosyal hakları gasp edilirken sendikasızlaştırma daha da yaygınlaştırılmıştır.

 

Çok düşük ücretlerle, insanlık dışı koşullarda çalıştırılan işçilerin iş kazası adı altında iş cinayetlerinde katledilmesine devam edilmektedir.

 

“Terörist” adı altında özellikle kendine muhalif olan memur, işçi, vd. tüm kesimler KHK’larla işten çıkarılmıştır.

 

Uygulanan Siyasal İslam politikalarıyla eğitimden sağlığa, kadın cinayetlerinden çocuğa yapılan her türden baskı, taciz ve tecavüze kadar toplumsal yaşamın her alanına gericiliği hakim kılmışlardır.

 

Ekonomik ve siyasal sıkışmışlık, toplumun tepkisinin açığa çıkmaması için her kesime yönelik baskıyı da beraberinde getirerek gözaltı ve tutuklamalarla kitleler yıldırılmaya çalışılmaktadır.

 

Emperyalist sistem yaşadığı yapısal krizini savaş ve işgallerle çözmeye çalışırken, mevcut iktidar da bu çerçevede kendi krizini aynı yöntemle aşmak istemektedir. Afrin işgali bunun bir örneğidir. Suriye halkına katliam ve acıdan başka bir şey getirmediği gibi ekonomik faturası da emekçi halkımıza çıkartılmıştır.

 

Örgütlenip Mücadele Ederek Kölelik Zincirlerini Parçalayanların Zaferleriyle Yazılmıştır Tarih

 

Baskı ve sömürünün olduğu her yerde başkaldırı ve mücadele de vardır. Örgütlenip mücadele ederek kölelik zincirlerini parçalayanların zaferleriyle yazılmıştır tarih. 1 Mayıs bu mücadele geleneğinin en şanlı sayfalarından biridir. Bunun içindir ki oligarşi her yıl daha bir azgınca saldırır 1 Mayıs’larda.

 

1977 1 Mayıs’ında Taksim’de onlarca emekçinin katledilmesi de o süreçte giderek yükselen sınıflar mücadelesinin egemenlerin yüreğine saldığı korkunun bir sonucudur. 1 Mayıs’ların kutlanmasını engellemek istemesinin altında yatan da bu korkudur.

 

Yine bu korku ile 1 Mayıs’ların içini boşaltmak için sarı sendikaları ve düzen partilerini kendine yedeklemiş, 1 Mayıs’ın “şenlik havası” biçiminde kutlanması için sınırlar çizmek istemiştir.

 

Ne var ki, ne 1 Mayıs’ın içini boşaltma çabaları ne de kendi sıkışmışlığını-tükenmişliğini aşmak için başvurduğu erken seçim kararı bu durumu değiştirmeyecektir.

 

Emperyalizmin ve oligarşinin ülkemiz halklarını köleleştirme hedefli saldırılarını geri püskürtebilecek tek güç işçi ve emekçilerin örgütlü gücüdür.

 

Geleceğe umutla bakmak, sınırların ve sınıfların olmadığı, insanın insanca ve özgürce yaşama özlemini bir ütopya olmaktan çıkartıp gerçeğe dönüştürmek bizim ellerimizdedir. Kendi gücümüzle, kendi örgütlülüğümüzle ve kendi mücadelemizle bunu başaracağız. 1 Mayıs’ları birlik, dayanışma ve mücadele gününe dönüştürme hakkından inatla ve cüretle vazgeçmeyişimiz bundandır.

 

Bunun için her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyadaki tüm sınıf kardeşlerimizle birlikte 1 Mayıs’larda buluşup, zulme ve sömürüye karşı mücadele sloganlarımızı haykıracağız.

 
 

YAŞASIN 1 MAYIS!

 

BIJİ YEK GULAN!

 

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

 

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!